1960’lı yılların başında Los Angeles’ta yaşanan bu olay, genç Cher ile ünlü aktör Warren Beatty arasında geçen unutulmaz bir buluşmayı anlatıyor. Cher, 15 yaşında disiplinsizlik nedeniyle okuldan uzaklaştırılmıştır. Annesinin Cadillac arabası ona büyük gelmektedir. Bu nedenle ablasının arabasını alarak Sunset Bulvarı’na çıkar. O gün, hayatının dönüm noktalarından biri yaşanacaktır.
Sunset Bulvarı’nda ilerlerken, üstü açık bir Lincoln arabası hızla yanından geçer. Cher, arabadan inip sürücüsüne yaklaşır. Direksiyonda oturan genç adam, Warren Beatty’dir. Adamın sakin tavırları, Cher’in öfkesini dindirmekte zorlanır. Ancak, Beatty gözlüklerini çıkardığında, Cher’in tepkisi değişir.
Beatty’nin gözlüklerini çıkarmasıyla Cher, “Acaba bir sigaranız var mı?” diye sorar. Bu soru, genç kızın içindeki merak ve hayranlığı açığa çıkarır. Beatty, gülümseyerek sigara almak için dükkâna gitmeyi teklif eder. Bu an, Cher’in hayatında unutulmaz bir başlangıç olacaktır.
Beatty, dükkândan sigara alıp geri döner ve Cher’e adını sorar. Genç kız sadece “Cher” der. Ardından, Beatty, “Pekâlâ Cher, birlikte bir şey yiyelim mi?” diye sorar. Cher, annesinin izin saatinin yaklaştığını düşünerek tereddüt eder. Ancak karşısında durduğu ünlü aktör, onu cesaretlendirir.
Sonunda, Cher, Beatty’nin evine gitmeyi kabul eder. Beverly Hills’deki büyük beyaz eve geldiklerinde, Beatty kraker ve peynir hazırlar. Cher, bu durumun ilginçleşmeye başladığını düşünür. Beatty’nin ona olan ilgisi, genç kızın kalbinde yeni bir heyecan yaratır.
Beatty, Cher’e havuza girmeyi teklif eder. Ancak, genç kızın mayo bulamadığını öğrenince, Beatty içeri gidip Natalie Wood’un mayosunu getirir. Bu durum, Cher için oldukça şaşırtıcıdır. İkili, havuzda birlikte zaman geçirir ve Cher, “Birlikte harika bir zaman geçirdik” der.
Bu gece, Cher’in hayatında önemli bir dönüm noktası olur. Sabah saat 4’te evine dönerken, annesi onu beklemektedir. Annesinin, “Bir daha geceleri dışarı çıkmak için 21 yaşını bekleyeceksin” demesi, Cher’in yaşadığı bu deneyimin ağırlığını artırır.
Ertesi sabah, Warren Beatty telefonla Cher’i arar. “Bu gece yemeğe çıkalım mı?” diye sorar. Cher, annesinin yanında olduğu için “Hayır” der. Beatty, “Öyleyse yüzmeye ne dersin?” diye sorar. Cher, annesinin kızgın olduğunu belirtince, Beatty, “Öyleyse anneni ver, onunla ben konuşayım” der.
Cher, annesiyle 10 dakikalık bir konuşma yapar. Annesi, Warren Beatty ile tanışmak istediğini söyler. Cher, annesinin bu isteğine karşılık verirken, “Anne, 21 yaşına kadar geceleri yalnız sokağa çıkamayacağımı söyledin” der. Bu durum, Cher’in annesiyle olan ilişkisini daha da derinleştirir.
Cher ve Warren Beatty, sonrasında iki kez daha buluşurlar. Cher, Beatty’nin kendisine olan ilgisini hissetse de, Sonny ile ilişkisi başladığında, Beatty ile olan bağlantısı değişir. Cher, “Beni dördüncü defa aradığında Sonny ile ilişkimiz başlamıştı” der.
İlişki sona erdikten sonra, Cher ve Beatty iyi arkadaş olurlar. Cher, bu anıları “Cher: The Memoir” adlı kitabında paylaşır. Bu kitap, Cher’in hayatındaki önemli anları ve ilişkilerini gözler önüne serer.
Cher, geçmişe dönüp baktığında, güzel bir ilişkiyi bitirmenin bir sanat olduğunu düşünür. Warren Beatty gibi bir aktörle yaşadığı deneyim, ona hayatının önemli derslerini vermiştir. Cher, bu anıları paylaşarak, gençliğin ve aşkın büyüsünü yeniden yaşatır.
Sonuç olarak, Cher ve Warren Beatty’nin hikayesi, Hollywood’un büyülü dünyasında geçen bir aşk hikayesidir. Bu olay, gençliğin heyecanını ve aşkın güzelliğini bir araya getirir. Cher, bu anılarıyla, geçmişteki güzel günleri hatırlatmaya devam eder.