Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Ne yaralar sarılabildi ne de bölgede hayat normale döndü. İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı rapor, yaşanan acı gerçekleri ortaya koyuyor. Kitapta, iktidarın bu süreçte yaptığı çalışmalar ve eksiklikler detaylı bir şekilde ele alınıyor.
İletişim Başkanlığı, depremin ikinci yılı için “Asrın Felaketinin 2. Yılı: İnşa ve İhya Çalışmaları” adlı 606 sayfalık bir kitap yayınladı. Bu kitapta, iktidarın bu süre zarfında gerçekleştirdiği projeler ve söz verdikleri ancak yapmadıkları konular dikkat çekiyor. Kitap, dünyadaki büyük depremlerin örnekleriyle başlıyor ve can kaybı sayısı konusunda net rakamlar vermekten kaçınıyor.
Kitapta, “…50 binin üzerinde can kaybına…” ifadesi yer alıyor. Bu durum, depremin etkilerinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Ayrıca, 606 sayfanın 164’üncü sayfasında, iktidarın iki yılı boşa geçirdiğine dair dikkat çekici ifadeler bulunuyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir tartışma yaratıyor.
Kitapta, konteyner kentlerde yaşayanların sayısı da belirtiliyor. Şu anda 651 bin 958 kişinin konteynerlerde yaşadığı ifade ediliyor. “Bugün geldiğimiz noktada 397 konteyner kent ve 212 bin 529 konteyner kurulumu gerçekleştirilmiştir.” ifadesi, durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Kurulan konteynerlere 105 bin vantilatör ve 149 bin 305 klima takıldığı bilgisi de veriliyor.
Bu veriler, deprem sonrası yaşanan zorlukları ve iktidarın bu konuda attığı adımları gözler önüne seriyor. Ancak, yüzbinlerce insanın hala konteynerlerde yaşaması, yapılan harcamaların ve projelerin yeterliliği konusunda soru işaretleri oluşturuyor.
Kitapta, büyük bir afetin neden olduğu yıkımı tamir etmek ve yaraları sarmanın kolay olmadığı belirtiliyor. “2023 ve 2024 yılında bu amaçla toplam 2.6 trilyon TL, bugünkü kurla 75 milyar dolar tutarında harcama yaptık.” ifadesi, harcamaların büyüklüğünü ortaya koyuyor. 2025 yılı bütçesinde de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için toplam 584 milyar TL ayrıldığı bilgisi veriliyor.
Ancak, 75 milyar dolar harcandığına göre neden yüzbinler hala konteynerde yaşıyor sorusunun cevabı net bir şekilde verilemiyor. Bu durum, kamuoyunda büyük bir tartışma yaratıyor ve iktidarın bu konudaki politikalarını sorgulatıyor.